Søg i denne blog

19.12.14

Dersler, İmtihan, Ezberleme Hafiza için

Dersler, İmtihan, Ezberleme Hafiza için

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî vesellim. Biadedi mâ fî cemîil Kur'ân-ı harfen harfen, Ve biadedi külli harfin elfen elfen.
Hâfız Ebûl Hasan İbn-i Mahmud Şâzelî Rahimehullah buyurmuştur ki; Şeyh-ül Meşayih Ebû Abdullah Hüseynî Harrânî bana Kur'ân-ı Kerîm' in ezberimde olup olmadığını sorduktan sonra, her Kur'an-ı Kerim'i okuyuşum sonrasında şu şekilde salavât getirmemi tavsiye ettiler.

Dersinde ve İmtihanlarda Başarılı Olmak için

Allahümme ya müfettıhal ebvabi iftah lena külle hayral bab*Allahümmerzukna rizkan vasian ve umran taviylen vallahü nes'elü en yüvafikana li hıdmetil ılmi ved dini ven necahı fil imtihan *innellahe la yuhlifül miad*ve billahit tevfik .

Zorlukla Karşılaştığınca Okunacak Dua

"Allâhümme lâ sehle illâ mâ cealtehü sehlâ, ve ente tec'alül'hazne izâ şi'te sehlâ."
Allâhım! Senin kolaylaştırdığından başka hiç bir kolay yoktur. Sen, dilediğin zaman,
zor olan şeyi kolay kılarsın."

Yeni İşe Başlarken Okunacak Dua
"Rabbenâ âtinâ min-ledünke rahmeten ve heyyi'lenâ min emrina raşedâ. Rabbi'ş-rah lî sadrî. ve yessirlî emrî"

Yeni Bir işe Tesebbüs Eden Bu Duayı Okumalı Okunuşu:
" Allâhümme hirlî vahterlî. "

Maksadına Ulaşmak için her gün 7 defa
"Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym"

Derse Başlkamadan Önce
Allahümme ahricna min zulumatil vehmi ve ekrimna bi nuril fehmi veftah aleyna ebvabe fadlike venşur aleyna hazaine rahmetike ya erhamer rahımiyn.

Derse Başlama Duası“Rabbi yessir vele tuassir Rabbitemmim bilhayr” Rabbim işlerimi kolaylaştır güçleştirme, Rabbim işlerimin sonunu hayra ulaştır. ...

Başladığı işi zevkle bitirebilmek, acizlikten kurtulmak, musibet ve bela zamanı dayanabilme gücünün kendisine verilmesi için Sabûr : 298 kere okunur. Güneş doğmadan önce 100 kere zikreden kimseye meşakkat isabet etmez ve sebatkâr olur

Hafızayı Kuvvetlendirmek İçin
"Allahummerzukna hıfzal mürseliyn ve ilhamel enbiyai ve fehmel evliyai bikeramike ya ekremel ekramiyn vebirahmetike ya erhamerrahimiyn."
Seher vaktinde 70 kere 1 ay okumaya devam edilirse Allah'ın izniyle devam edenin hafızası kuvvetli olur.

-İmtihanlarda muvaffakiyet için tavsiye
:İmtihan binası uzaktan görüldüğünde küçük parmaktan büyüğe doğru sırayla “kef, ha, ya, ayn, sad” harfleri okunarak eller yumruk yapılır, her bir harf bir parmağa denk gelecek şekilde. Binaya girilene kadar konuşulmaz. Binaya girince büyük parmaktan küçüğe doğru “ha, mim, ayn, sin, kaf” okunarak yumruk açılır.

Zekanın inkişafı için tavsiye:
Her namaz sonrası: 140 defa “ Ya selam, Ya alim, Ya hâdi ”- başta sonda üçer salavat...

İmam-ı Gazali'nin İhyada zikrettiğine göre:
"""Her kim uyuyacağı zaman, Bakara suresinden 163 ve 164. ayetleri okursa Allah(u Teala Hazretleri) o kişiye ku'an'dan ezberlediklerini unutturmaz..."""
Ve ilâhukum ilâhun vâhid(vâhidun), lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm(rahîmu). İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri vel fulkilletî tecrî fîl bahri bimâ yenfeun nâse ve mâ enzelallâhu mines semâi min mâin fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve besse fîhâ min kulli dâbbe(dâbbetin), ve tasrîfir riyâhı ves sehâbil musahhari beynes semâi vel ardı le âyâtin li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

İmtihan Duaları
İmtihana girerken şu dua okunur:

Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledünke sultânen nasıyrâ.

Anlamı: Ey rabbim,beni dogruluk girişi ile girdir. Ve başarı ile çıkar.ve tarafından bana,bir kuvvet ve yardım edici güç ihsan eyle..

İmtihana oturunca

Rabbişrahlî sadrî ve yessirlî emrî vahlül ukdeten min lisânî yefkahû kavlî.

Anlamı: Ey Celal ve ikram sahibi Allahım,rabbim kalbime genişlik ver,işimi kolaylaştır.dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlıyabilsinler.

Kalemi eline alınca

Yâ hayyü yâ kayyûm.bi rahmetike esteğıysü.

Anlamı: Ey Hay ve Kayyum yüce rabbim,rahmetinle senden yardım istiyorum.girdiğim bu imtihanda beni muvaffak eyle…

İmtihana girerken Allaha güvenip,bu dualar samimiyetle okunursa,Allahın izni ile muvaffakiyet elde edilir.
Bir kimse ezberlediği dersleri veya başka şeyleri unutmaması için bu duayı okursa çok faydasını görür ve hafızası kuvvetlenir Elhamdülillahi
müzekkirilhayri ve failihi kolay gelsin

bırde ısra suresının 80 . ayetı sınavlarda ve zor ısler oncesınde çok yararlıdır..tavsıye ederım..sayısı yok..
__________________
Enfal suresi 9.ayet
İz testegîsûne rabbekum festecâbe lekum ennî mumiddukum bi elfin minel melâiketi murdifîn(murdifîne).
Manası şudur ve çok ama çok etkildir.
Rabbinizden yradım istediğiniz zaman böylece O size icabet etti. Muhakkakki ben birbirini izleyerek gelen 1000 tane melekle size yardım edenim

Sınavda Başarılı Olmak için...
Keyfe faddalnâ ba'dehum alâ ba'din (Bak nasıl bazılarını bazılarına üstün kıldık) ayeti sınav gecesi 2970 kere tekrar edilir

EZBER YAPMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE
Ezber yapmaya başlamadan önce;
Rahman suresinin ilk 5 ayetini,
Kıyamet suresinin ilk sayfasının son dört ayetini ve
Buruc suresinin son iki ayetini okuduktan sonra
Allah(celle celalüh)'a hamd,
Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)'a salavat getirirseniz kolay ezber yaparsınız
Son olarak da yatmadan önce Bakara suresinin 163. ve 164. ayetlerini okumak da fayda sağlıyor...
Unutkanlıktan kurtulmak ve zekanın açılması için bu dua okunur.
(Bismillahirrahmanirrahim),
Ferdün, Hayyün, Kayyumun, Hakemun, Adlün, Kuddüsün.
İyyake na'büdü ve iyyakenesta'in.
İnna fetehna leke fethen mubina) Dokuz defa okunacak.
(Ya kebirü entellezi la tehdil ukulü livasfi azameti.) Bin defa okunacak.
Sonra evvela: (Subhane rabbiyel a'la.) denecek.
Sonra, (Sübhane minennaril eflaki, biezkaril emlaki kema tüskinül arza biezkârizzâkirîne, kale li ezkâri himiletin lil mahmuline, ve meskenetin lil miskinine, ve muherriketin lil mutehharrikine, sübhane men hüve külle yevmin hüve fi şe'nin.) okunacak.
Bundan sonra ihtiyaç neyse o söylenecek ve şunlar okunacak.:
Ya ğıyasel müsteğisine vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim
*Ayrıca 7 gün, günde (adedice*7 kere) "Ya Hafız" esması okunur.
Hafızayı Kuvvetlendirmek için dua (havass)...çok tesirli

Bismillahirrahmânirrahıym
*Errahmân *Allemel kur'ân *Halekal insan * Allemehull beyân *Eş şemsu vel kameru bi husbân *Ven necmü veş şeceru yescüdân *Lâ tüharrik bihi lisâneke li ta'cele bih *İnne aleynâ cem'ahû ve kur'aneh *Fe iza' kara'nâhü fettebı kur'âneh *Sümme inne aleynâ beyâneh *Bel hüve kur'ânun mecîdü *Fi levhın mahfuz *Rabbi zıdnî ilmen bi câhi sahibi ulûmil evveline vel âhirin.

ayeti kerimelerini bir tas zemzem suyuna okuyup üç gün sabahları aç karnına içmek hafızayı fevkalade kuvvetlendirir.
*
Allahummerzukna hıfzal mürseliyn ve ilhamel enbiyai ve fehmel evliyai bikeramike ya ekremel ekramiyn vebirahmetike ya erhamerrahimiyn."
Seher vaktinde 70 kere 1 ay okumaya devam edilirse Allah`ın izniyle devam edenin hafızası kuvvetli olur.
*Rabbi zidni ilmen ve fehmen ve el-hıkni bi's-salihin. Rabbişrahli sadri ve yessir şi emri vahlü'l-ukdeten min lisani yefkahu kavli. Ya Hafız, Ya Rakib, Ya Nasır, Ya Allah. Rabbi yessir ve la tüassir, Rabbi temimim bi'l-hayr.

(Rabbim! İlmimi ve anlayışımı artır ve beni salih kullara dahil eyle. Rabbim! Göğsümü aç, işimi kolaylaştır ve dilimdeki bağı çöz ki sözümü anlasınlar. Ya Hafız Ya Rakib. Ya Nasir, Ya Allah. Rabbim! Kolaylaştır, zorlaştırma; Rabbim! (işimi) hayırla tamama erdir.)

Ögrenci Kardeşlerimin Dikkatine!!!!

33 kere " Sübhânallâh " 33 kere " Elhamdü lillâh " 34 kere " Allahü Ekber "
bu tesbihi sınavdan 1 gece önce ve sınav zamanına yakınokunuyor.abdestli olmak sart degıl toplu olarak okunursa faydasını sizde hissedersiniz.
zamanın durduguna bır cok kez sahıt oldum hem okuyarak hemde okumayarak

ZAMANI DURDURMAK İÇİN
33 kere " Sübhânallâh " 33 kere " Elhamdü lillâh " 34 kere " Allahü Ekber

Ilminizin artmasini istiyormusunuz?
Her konu hakkinda bilginizin,ilminizin artmasini istiyor ve gerekli beyin devrelerinizin açilmasini istiyor ayrica algilama ve hifzetme kapasitenizinde güçlenmesini istiyorsaniz buyrun;

Rabbi zidniy ilma (300)

Ya aliym(sayisiz

not:3 gün içinde tesiri ifşa olmaya başliyor.

Zihin Açıklığı İçin Dua..

ve minellahil ianeti vet-tevfik ve biyedihi ezimmetit tehkık umme ekrimna fehmen nebiyyin ve hıfzel murselin ve ilhamel meliketi vel mukarrebin

Okudugunu unutmamak için kitabı açıp okumaya başlayacagın anda

Allâhümme aleynâ bi hıkmetik. Venşür aleynâ rahmetek. Yâ zelcelâli vel ikrâm.

Anlamı: Allahım hikmet yağmurlarını indir.Ey Celal ve ikram sahibi Allahım üzerime rahmetini yay..

Duasını okumalısın.okuman sona erince de

Bismillâhi ve sübhânellâhi vel hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber.velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi adede külli harfin kütibe ve yüktebü ebedel âbidiyne ve dehred dâhiriyn.

Anlamı: okumamı Senin adın ile bitirdim.seni tesbih eder ve sana hamd ederim Allahım.sen en büyüksün.güç ve kuvvet ancak senin verdiğin yardımladır.

Diyerek okumanı bitirirsen keskin zekalı olunur,okunulan unutulmaz..

Bu ismi okumaya devam ettiğinizde zihniniz inanılmaz şekilde açılıcak ve hafızanız kuvvetlenecek

"Yâ Gayyumu felâ yefutu şey'un min ılmihî ve lâ yeûduh"
Her kim bu ismi şerifi her gün 27 kere okursa ve buna 40 gün devam ederse cenabı hakk o kulunun kalbine inkişaf verir

Yedi gün güneş doğarken bir bardak suya 786 defa Besmele-i şerifi okuyup bu suyu zihni kapalı, zekası zayıf, unutkanlığı fazla ve anlasyışı az olan kimseye içirilirse Allah Teala hazretlerinin izniyle unutkanlığı gider, geri zekalılığı kalkar, hafızası kuvvetlenir ve işittiği her şeyide hafızasında tutar.
Bu ismi şerifi her gün (100) kere okumayı vird edinen kimseye Cenabı Hak esrarı hilkatın bir takım sırlarını keşif buyurur. Her tuttugu işin püf noktasını kendisine münkeşif olur (pratik Zeka) Kısa zamanda kalbınde ve dılınde Hikmet pınarları akmaya başlar. Bir mühendis ve mimar okumayı adet edinirse benzersiz harkulede eserler meydana çıkarır.

Ya mübdial Bedaıi lem tebğı fi inşaiha avnen min halkıh

UNUTKANLIK İÇİN
*HER KİM SABAHLARI YARIM NOHUT KADAR BEYAZ GÜNLÜK YERSE VE ARKASINDANDA 7 DEFA BU AYETİ CELİLEYİ OKUMAYA DEVAM EDERSE CENABI MEVLA OL KİMSEDEN HEM
UNUTKANLIĞI KALDIRIR VE HEM DE ZEKASI KUVVETLENİR.
"YA ZEKİYYU TAHİRİNE NECCİNAMİN KÜLLİ AFETİN Bİ KUDSİKE YA KERİM.YA KUDDÜS

Her işittiğini veyâ okuduğunu ezberleme duası
Aşağıda yazılı âyet-i kerîmeleri her gün bir bardak suya 40 kere okuyup nefes ettikten sonra içmeye müdâvenet eden kimsenin hâfızası çok kuvvetlenir. Her işittiğini veyâ okuduğunu hıfzeder (ezberler).

Okunacak Ayetler

Fe fehhemnâhâ Süleymâne ve küllen âteynâ hukmen ve ılmen ve sehhârnâ mea Dâvudel cibâle yusebbihnâ ve’t-tayra ve künnâ fâilîn. Allâhümme zidnî ilmen.

İmtihana girmeden önce veyahud imtihanın başlangıcında okunur
Allahumme es'eluke bilâ ilâhe illâ Ente. Rabb-es-semâvât-is-seb'i ve Rabb-el-Arş-il-azîm.

Ve es'eluke bilâ ilâhe illâ Ente. Rabb-es-semâvât-is-seb'i ve Rabb- el-Arş-il-Kerîm.

Ve es'eluke bilâ ilâhe illâ Ente. Rabb-es-semâvât-is-seb'i vel'eradîn-es-seb'i ve mâ fîhinne.

inneke alâ kulli şey'in kadîr. Rabb-işrah lî sadrî ve yessir lî emrî vahlul ukdeten min lisânî yefkahû kavlî.
Deyrebi duasi arapça okunuşu

Allahümme ahricna min zulümatilvehmi ve ekrimna bi
nuril fehmi veftah aleyna ebvabe fadlike venşur aleyna
hazaine rahmetike bi rahmetike ya erhamer rahımiyn*

1-Bir öğrenci derse girerken besmele ile 7 defa “Rabbi yessir, ve lâ tüassir, Rabbi temmim bil-hayr” duasını okursa dersi kolay anlar, sınavı kolay geçer.
2-Yine aynı konularda “Allâhümme-rzukna hıfzal murseliyn, ve ilhâmel enbiyâ-i ve fehmel evliyâ-i bi keremike yâ ekramel ekramiyn, ve bi rahmetike yâ erhamer-rahimiyn” duasını okumakda çok faideli ve tecrübe edilmiştir.
3-2 numaradaki duayı 41 gece gece yarısından sonra 41 er defa okuyan kimse unutmayı unutur. Hafızası çok kuvvetli olur.
4-Ders çalışmaya başlamadan evvel “Allahümme Yâ men teleccemel mütekebbiriyne bi licamı azametike sellim sellim Yâ Hâfız” duasını 11 defa okuyan kişi ezberlemek istediğini kolay ezberler ve zor unutur.
5- Sınava girmeden önce 7 defa salatı nariye (bkz. Salavatı Şerifeler bölümü) okuyup dua eden kimse meleklerin ve ruhanilerin desteğini alır ve onların ilhamıyla doğruyu bulur.
6-Sınav sabahı salatı nariye 70 defa okunup peygamberimiz hürmetine diye dua edilirse sınav başarılı olur.
7-7 ayetel kürsü okunur. Her birinden sonra bir yöne üflenir. Birincide ön, 2.de sağ, 3.de üst, 4.de sol, 5.de sol taraftan dönerek arka, 6.da alt ve yedincide avuç içine üflenip içine çekilir. Böyle yapılırsa kopyada yakalnılmaz.
8-Kuru üzüm, incir, hurma, kuş üzümü sürekli yenirlerse zihni, beyni ve zekayı güçlendirir.
9-“rabbi-şrahli sadriy ve yessirlî emrî, vahlul ukdeten min lisanî yefkahü kavlî” ayeti kerimesini 11 defa okuyup sözlü imtihana kalkan kimse sorulara çok kolay cevap verir.
10-Ayrıca öğrencilerin başarılı olmaları için yazılıp asılacak, okunaca daha bir çok formül mevcuttur.

Hafızayı Fevkalade Güçlendirir
Devlet Katındaki İşlerinizin Kabulu için
Yüksek mertebedeki bir kişinin yanında işin olupta bu işini çok çabuk bir şekilde halletmek istersen 41 defa şu isimleri oku:
Kavfü kavfü elkavfü elkavfü lefüfü lefüfü afüfü afüfü ecîbû yâ huddâme hâzihil esmâi vakdû hâceti ve leyyinû kalbe fülâne hattâ yakdî hâcetî.
Okuduktan sonra o kişinin makamına git. Allah'ın izniyle senin istediğini yerine getirir.

Hafıza Kuvveti ve Unutkanlık için
yedi adet hurma üzerine aşağıda ki duaları yazıp aç karnına yemek unutkanlığı önler ve hafızayı kuvvetlendirir.

رب زيدنى علمن و فهمن
Rabbi zidni ilmen ve fehmen
و علمناهو من لدنا علمن
Ve allemnahu min ledünna ilmen
لا موطال له موسا هل التبيعك
La mutale lehu musa hel ettebiuke
ستقرؤك فلا تنسا
Senukriuke fela tensa
علمل النسان مالم يعلم
Allemel insane malem ye’lem
الرحمان علمل قران
Errahmanu allemel kuran

Diğer bir usul pişmiş koyun dilini üç parça edip birine
رب زيدنى علمن و فهمن
Rabbi zidni ilmen ve fehmen

İkincisine ستقرؤك فلا تنسا
Setegarreuke fela tensa

Üçüncüsüneعلمل النسان مالم يعلم
Allemel insane malem ye’lem

yazılıp aç karnına üç gün yense her gün bir parçasını mücerreptir.

Diğer bir usul her gün aç karna izazül ziletil erdi zilzal suresini okuyun unutkanlıktan kurtulursunuz

Allahım, Senden, faydalı ilim istiyor, fayda vermeyen ilimden Sana sığınıyorum ve kabul edilen amel istiyorum.

allahümme inni es elüke ilmen nafian ve euzübike min ilmin la yenfeu ve es elüke amelen mütegabbela

Allahım, Senden, namımı yüceltmeni, günahımı(yükünü sırtımdan) kaldırmanı, halimi düzeltmeni, kalbimi temizlemeni, namusumu korumanı, kalbimi nurlandırmanı, günahımı bağışlamanı diler ve Senden Cennet'te en yüksek dereceleri isterim. Âmin.

Hz.Lût(a.s.)’ın Duası

Hz.Lût(a.s.)’ın Duası

Lût kavmi, âlemde kendilerinden önce kimsenin yapmadığı ahlâksızlığa (homoseksüelliğe) düştüler. (A’râf, 7/80-
81) Lût peygamberin (a.s.) ikazına rağmen bu çirkin işlerinden vazgeçmediler, üstelik Peygamberi de yalanladılar.

Kavminin bu tutumuna karşı Lût (a.s.) Allah’a şöyle dua etmiştir:
رَبِّ نَجِّنِي وَأَهْلِي مِمَّا يَعْمَلُونَ
Okunuşu: “Rabbi! Neccinî ve ehlî mimmâ ya’melûn.”
Anlamı: “Rabbim! Beni ve âilemi bunların yaptıklarından kurtar!” (Şu’arâ, 26/169).
رَبِّ انْصُرْنِي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ
Okunuşu: “Rabbi’nsurnî ‘alel-kavmil-müfsidîn.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Bozguncu / ortalığı fesada veren bu kavme karşı bana yardım et.” (Ankebût, 29/30)

Lût (a.s.), Allah’ın emir ve yasaklarını kavmine tebliğ etmiş, ahlâksızlığa saplanan kavmini bu bataklıktan kurtarmaya
çalışmıştır. Ancak kavmi edepsizlikte ısrar edince, aynı toplumda yaşayan ailesini, mü’minleri ve kendisini
bu kötülüklerden korumasını, kavminin azgınlıklarına ve zulümlerine karşı yardım etmesini yüce Allah’tan istemiştir.
Biz, bu duadan kötü ahlâktan, haramlardan ve kötü davranışlı insanların kötülük, ahlâksızlık ve zararlarından
korunmamız ve bu konuda Allah’tan yardım istememiz gerektiğini anlıyoruz.

18.12.14

Ayetul Kursi

AYET-EL KÛRSİ !

” K u r ‘ â n – ı K e r i m ‘i n E f e n d i s i “

(Kur’ân-ı Kerim’in Seyyidi ve en büyüğüdür.)

Tevhid ilmiyle alakalı en büyük Ayet-i Kerimedir.

Geceleyin inmiş olan bu Ayet-i Kerimeyi, Efendimiz (SAV), Zeyd’i (RA) çağırarak yazdırmıştır.

Ayet-el Kûrsi indiğinde, dünyadaki bütün putlar ve krallar yere düşmüş ve başlarındaki taçları yuvarlanmıştır.

Şeytanlar birbirleriyle çarpışarak kaçıp, iblis’in yanına toplanmışlar ve ona bu karışıklığı haber vermişlerdir.

Peygamber Efendimiz’in(SAV) Ayet-el Kûrsi’de bulunan “Yâ Hayyu – Yâ Kayyumu”, “Hayy ve Kayyum olan ALLAH’ım Senin Rahmetinle yardım istiyorum” buyurarak (üzüntü ve keder anında) ettiği duadır. İsm-i Azâm olduğu da rivayet edilmekle beraber, Ariflerin Sultanı Beyazıd-ı Bistami (RA) “Bu ismin belli bir tarifi yoktur, lâkin sen kalbini herşeyden boşaltıp, onu ALLAH’ın C.C. Vahdaniyyetine teslim ederek istediğin İsimle zikret” buyurmaktadır.

Ayet-el Kûrsi’de bulunan Esma-i İlahiye hiçbir Ayet-i Kerimede yoktur. Çünkü bu Ayet-i Kerime’de, bazısı açık, bazısı gizli olmak üzere onyedi yerde ALLAH’u Teâlâ’nın İsmi geçmektedir.

Yatmadan okuyana ALLAH’u Teâlâ tarafından bir koruma verilir, sabaha kadar hiçbir şeytan yaklaşamaz.

Yâ RasulULLAH (SAV) Kur’ân-ı Kerimin hangi Sûresi(derece bakımından) daha büyüktür? Diye soran Sahabe’ye(RA), “İhlâs Sûresi” buyurdu. O Sahabe(RA) “Kur’ân-ı Kerimde hangi Ayet(Fazilet bakımından) daha üstündür.” diye sorunca, Peygamber Efendimiz(SAV) “Ayet-el Kûrsi’dir” buyurdu. (Darimi)

Ayet-el Kûrsi’yi okuyan kimse yedi kalenin içine girmiş gibi muhafaza edilir. Ayet-el Kûrsi, Kur’ân-ı Kerimin dörtte biridir.

Efendimiz(SAV) buyurdu ki; “İlim sana olsun ey Eba Münzir, Canım Kabza-i Kudretinde olan ALLAH’a C.C. yemin ederim ki, muhakkak Ayet-el Kûrsi’nin bir dili ve ikide dudağı vardır ki, Arş’ın direğinin yanında Melik-i (Müteâl olan ALLAH’u Teâlâ Hazretlerini) takdis eder(O’na Tazimde bulunur.)” (Ebû Dâvud, Ahmed İbni Hambel)

Efendimiz(SAV) buyurdu ki; “Her kim, her farz namazın arkasından Ayet-el Kûrsi’yi okursa, Cennete girmekten onu ancak ölüm men eder.Her kim onu yatacağı zaman okursa, ALLAH’u Teâlâ ona kendi evi, komşusunun evi ve etraftaki evler hakkında güvence verir.” (Beyhâki)

Efendimiz(SAV) buyurdu ki; “Bakara Sûresinde bir Ayet vardır ki Kur’ân Ayetlerinin Efendisidir. Şeytan olan herhangi bir evde okunursa (şeytan) o evden çıkar. (O Ayet) Ayet-el Kûrsi’dir.” (Beyhâki)

Efendimiz(SAV) buyurdu ki; “Her kim farz namazın arkasında Ayet-el Kûrsi’yi okursa, diğer namaza kadar ALLAH’ın C.C. zimmetinde olur.” (Heysemi)

Efendimiz(SAV) buyurdu ki; “Her kim Ayet-el Kûrsi’yi ve Bakara Sûresinin sonunu sıkıntılı(kederli) anında okursa ALLAH C.C. ona yardım eder” (Suyuti, Dürrül Mensûr)
şeytan, cinler v.s. şerli yaratıkların şerrinden ve anne yada çocuğuna zarar vermelerinden yada öldürmelerinden korunmaları için) Doğum yapacak kadının, Ayet-el Kûrsi, A’raf 54. Ayeti sonuna kadar, Felâk ve Nâs Sûrelerini okuyarak ALLAH’u Teâlâ’ya sığındırılması gerekir(Hadis-i Şerifle bildirilmiştir).

Efendimiz(SAV) buyurdu ki; “Sen Ayet-el Kûrsi’den neredesin? O herhangi bir yemek veya katık üzerine okunursa mutlaka ALLAH C.C. o yemek ve katığın bereketini çoğaltır.” (Suyuti)

Efendimiz(SAV) Sûre-i Bakaranın sonunu(Amener Rasûlü) ve Ayet-el Kûrsi’yi okuduğu zaman gülerdi ve “Onlar Arş’ın altındaki, Rahman’ın (Teâlâ) hazinesindendir.” buyururdu. (Suyuti)

Seleme İbni Kays(RA) “ALLAH’u Teâlâ, ne Tevratta, ne İncil’de, nede Zebur’da Ayet’el Kûrsi’den daha büyük bir Ayet indirmedi.” (Suyuti)

Ayet-el Kûrsi, cinlere karşı kendisinden yardım alınacak duaların en büyüğüdür. Ayet-el Kûrsi’nin insandan şeytanları kovmakta çok tesirli olduğunu söylemişler, ayrıca saralı kişiye, şeytanın kendisine yardım ettiği sahir(büyücü), kâhin, falcı, nefis ve şehvet ehli, zulüm ve gazab erbabı üzerine sadakatle okunulduğunda onların şeytanlarını etkisiz hale getirmekte de büyük gücü olduğunu denemişlerdir. Ancak sadakatle okunması şartı koşulmuştur.

Herhangi bir muradın hasıl olması için Ayet-el Kûrsi 313 kere okunduğunda, dünya ve Ahiret hakkındaki o istek ALLAH’ın C.C. izniyle hasıl olur(ne bir eksik ve ne bir fazla okunmamalıdır bu sayıların adedi çok önemlidir).

Cin musallat olan çocuğa 18 kere Ayet-el Kûrsi okunursa BİİZNİLLAH şifa bulur.

Yemeğe okunursa yemek bereketlenir.

Devamlı okunursa unutkanlığı giderdiğini Hz Ali (K.V.) buyurmuştur.

Evden çıkarken okuyan her işinde muvaffak olur ve hayırlı işleri başarır. Evine gelince okursan iki Ayet-el Kûrsi arasındaki işlerin hayırlı olur ve fakirliğin önlenir.

?Bir kimse evinden çıkarken Ayet-el Kûrsi’yi okursa, Hakk Teâlâ yetmiş Meleğe emreder, o kimse evine gelinceye kadar ona dua ile istiğfar ederler

7.12.14

Ebû Zerr R.A Duası

Söz konusu duanın geçtiği rivayet şöyle: 

Hz.Ali (k.v.) anlatıyor:

"Bir ara Cebrail aleyhisselam, Rasûlullah’a (s.a.v.) gelmiş. Onlar henüz birlikte iken Ebu Zerr (r.a.) çıkagelmiş. Cebrail aleyhisselam onu görünce; 

- "Ebu Zerr" demiş. Bunun üzerine Allah Rasûlü şöyle demekten kendini alamamış: 

- "Ey Allah'ın Emîni (Cebrail)! Siz Ebu Zerr'i tanıyor musunuz?" Cebrail aleyhisselam:

- "Evet. O göklerde yerdekinden daha ünlüdür. Oralarda onu tanımayan yoktur. Bu da her gün iki defa yaptığı duadan ileri gelmektedir. Melekler ona hayrettedirler. İstersen çağır da ona o duayı soruver" deyince, Rasûlullah (s.a.v.), Ebu Zerr'i (r.a.) çağırmış ve şöyle demiş:

- "Ey Ebu Zerr! Her gün yaptığın dua var mıdır?" Ebu Zerr (r.a): 

- "Evet, anam-babam sana feda olsun, ey Allah'ın Rasûlü! O duayı herhangi bir insandan işitmedim. O, sadece Rabbimin bana ilham ettiği on cümledir. Her gün iki kere onu söylerim. Bunu da şöyle yaparım: 

Önce kıbleye karşı yönelerim. Allah Teala'yı bir miktar tesbih (sübhânallah derim), bir miktar tehlil (Lâ ilâhe illallah derim) ve bir miktar da hamdederim (el-hamdülillah derim). Sonra da bir miktar tekbir getiririm (Allâhu ekber derim). Daha sonra şu on cümlelik duayı yaparım:

‘Allâhümme innî es’elüke îmânen dâimen ve es’elüke kalben hâşian, ve es’elüke ılmen nâfian, ve es’elüke yakînen saadikan, ve es’elüke dînen gıyemen, ve es’elükel-âfiyete min külli beliyyeh, ve es’elüke temâmel-âfiyeh, ve es’elüke devâmel-âfiyeh, ve es’elükeş-şükra alel âfiyeh, ve es’elükel-ğınâ alennâs’.

Manası: 'Allah'ım! Senden daimi bir iman dilerim. Allah'ım! Senden korkan bir kalp niyaz ederim. Allah'ım! Senden yararlı ilim isterim. Allah'ım! Senden doğru bir yakin,derinden inanmak dilerim. Senden afiyetin tamamını ve devamını dilerim. Senden afiyetin gereği gibi şükretmeye beni muvaffak kılmanı dilerim. Ayrıca beni kimseye muhtaç etmemeni de dilerim.'

Bunun üzerine Cebrail aleyyisselam şöyle dedi:

"Ey Muhammed! Seni hak olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ümmetinden her kimi bu duayı okursa, denizlerin köpüğü, yeryüzündeki toprağın sayısı kadar günahı olsa bile bağışlanır. Ümmetinden rastladığım herhangi bir kimsenin kalbinde bu dua bulunursa, Cennetler ona âşık olur. İki melek de devamlı olarak onun bağışlanmasını diler. Cennet kapıları ona açılır ve melekler ona şöyle seslenir:

'Ey Allah'ın velîsi, hangi kapıdan istersen gir Cennet’e." [Şeyh Hakîm et-Tirmizî, Nevâdirü’l-Usûl fî Ma’rifeti Ehâdîsi’r-Rasûl] 

3.12.14

Nafile namazlar

Nafile namazlar

  • 1. Teheccüd Namazı (Gece Namazı)
  • 2. İşrak Namazı
  • 3. Duhâ (Kuşluk) Namazı
  • 4. Evvabin Namazı
  • 5. Abdest Şükür Namazı
  • 6. Tahiyyetü'l Mescid Namazı
  • 7. Yolculuk Namazı
  • 8. Küsûf ve Husuf Namazı
  • 9. Şükür Namazı
  • 10.Tesbih Namazı
  • 11.İstihâre Namazı
  • 12.Tevbe Namazı
  • 13.Hâcet Namazı
  • 14.Zelzele Namazı
  • 15. Kabri Nur Namazi
  • 16. Zuhru Ahir  Namazı
  • 17. 


  • 1. Teheccüd Namazı (Gece Namazı)
  •  Gece namazı kılınışı
    Yatsı namazından sonra , daha uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra, kılınacak nafile namaza "gece namazı"denir. Bir miktar uyuduktan sonra kalkılıp kılınırsa "Teheccüd" adını alır. Teheccüd namazı iki rekettan on iki rekata kadardır. İki rekatta bir selam verilmesi daha faziletlidir. (Muhammed Bin Abdullah Hanî, Âdâb, s. 264)
    Teheccüd namazı, Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimize vacip yani farz hükmündeydi. Bu namaz O'nun ümmeti için sünnet-i müekkededir. 
    "Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah'a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır." (Tirmizi, Deavât, 101)
    Allâh Teâlâ çok sevdiği ve kâinâtı hürmetine yarattığı Habîb-i Edîb'ne daha fazla lütuflarda bulunmak için teheccüd namazını ona farz kılmıştı. 

    "Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur'ân ile teheccüd namazı kıl, Yakındır ki Rabbin seni bir makam-ı mahmuda eriştire." (el-İsrâ/17, 79)

    Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem- Efendimiz gece namazını hiç terk etmezdi. Öyle ki hastalanacak veya ağırlık hissedecek olsa oturarak kılardı. (Ebû Dâvûd, Tatavvu', 18) "Sabah namazından önce kılınan iki rek'at nâfile namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır." (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn, 96) buyururdu. Gözümün nûru diye tavsif ettiği namazı geceleri daha bir iştiyak ve arzû ile kılardı. Ayakları şişecek kadar kendinde geçerek kıldığı teheccüd namazına olan iştihâsını şöyle dile getirmişti:

    "Allâh her peygamberde belirli birşeye karşı aşırı bir istek yaratmıştır. Benim en çok hoşlandığım şey de gece ibâdetidir..." (Heysemî, Mecmau'z-zevâid, II, 271)

    Allâh'a yaklaştıran en mühim ibâdet olması hasebiyle ümmetinin de bu nimetten nasiblenmelerini arzû ederlerdi. Öncelikle yakın akrabasından tebliğe başlayan Efendimiz, bir gece Ali ile Fâtımâ -radıyallâhu anhümâ-'nın kapısını çalmış ve onlara:

    "Namaz kılmayacak mısınız?" (Buhârî, Teheccüd, 5) buyurarak geceyi boş geçirmemelerini istemişti. 

    Diğer ashâbına da:

    "Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdeti ve Allah'a yakınlıktır. (Bu ibâdet) günahlardan alı kor, hatalara kefâret olur ve bedenden dertleri giderir." (Tirmizî, De'avât, 101) buyurarak onları huzûrun kaynağına yöneltmek istemişti.

    Âile içinde kadın ve erkeğin Allâh'a ibâdet ve sâlih ameller işleme husûsunda birbirlerine destek olmalarının önemine dikkat çeken Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bilhassa gece namazına kalkmada bu yardımlaşmanın daha da önemli neticeler hâsıl edeceğini şöyle ifâde etmiştir:

    "Geceleyin kalkıp namaz kılan, hanımını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah rahmet etsin. Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah rahmet etsin." (Ebû Dâvud, Tatavvu, 18, Vitir, 13)

  • 2. İşrak Namazı
  • İşrak namazı, Güneş bir iki mızrak boyu yükseldikten, yani güneş doğduktan kırk-elli dakikalı zaman geçtikten sonra kılınır. 

    Saati olmayan bir kimse, çenesini göğsüne yapıştırarak güneşe bakar, şayet güneşi bu vaziyetteyken göremiyorsa, kerahat vakti çıkmıştır. Bundan sonra artık İşrak namazı kılınabilir. 

    İşrak namazı iki rekatır. Bu namazın fazileti hakkında Fahr-ı Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurur.

    "Bir kimse sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (İşrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur." (İhyâ, I. 336)

  • 3. Duhâ (Kuşluk) Namazı
  • Kuşluk vaktinde kılınır. 2 rekat ile 8 rekat arasında kılınabilir. 

    Kuşluk namazının vakti: Güneş doğduktan 45 dakika sonra başlar, öğle namazına 45 dakika kalıncaya kadar devam eder. Niteki bir hadîs-i Şerîfte:

    "Kuşluk namazı, deve yavrusunun ayakları sıcaktan kızdığı zamandır." Buyurulur. (Müslim, Misâfirîn, 143)

    Duhâ (kuşluk) namazı dediğimiz nafile namaz bu andan itibaren kılınır. Zeval vaktine yarım saat kalıncaya kadar devam eder. İki rekattan sekiz rekata kadar kılınır.

    Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kuşluk namazını her kılışında mutlaka ben de kıldım." (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî)

    Ümmü Hânî dedi ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Fetih günü, benim eve geldi, yıkandı ve sekiz rek'at namaz kıldı. Ben bundan daha hafif bir namazı hiç görmedim. Ancak rüku ve secdeleri tam yapıyordu." (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî)

    Hazret-i Aişe -radıyallahü Anhâ-'den rivayete göre Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu-', Kuşluk namazını ikişer ikişer dört rekat olarak kılar, (bazen) dilediğince de arttırırdı. (Müslim. Müsafirin, 78)

    Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Dostum Aleyhissalatu vesselam, bana her ay 3 gün oruç tutmamı, iki rekât kuşluk namazı, yatmadan önce de vitir namazı kılmamı tavsiye etti.” (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî)

    Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurur: "Her gün sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbih bir sadakadır. Her tahmîd bir sadakadır. Her bir tehlîl bir sadakadır. Emr-i bi'l-ma'ruf bir sadakadır. Nehy-i ani'l-münker de bir sadakadır. Bütün bunlara kişinin kuşlukta kılacağı iki rek'at namaz kâfi gelir." (Müslim, Ebû Dâvud)

    Ebû Zer-radıyallahü Anhâ-'den rivayete göre Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Bir kimse kuşluk namazının iki rekatına devam etse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affolunur." (Tirmizi, Vitr, 15)

  • 4. Evvabin Namazı
  • kelimesinin çoğulu olup, tevbe ve istiğfar ederek Allah Teâlâ'ya çokca yönelen kişi demektir. Bu namaz altı rekât olup akşam namazından sonra, bir iki veya üç selâmla kılınır. Bu namazın delili şu âyet-i kerîmedir: "Rabbiniz, sizin kalblerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah, kötülükten yüz çevirerek tövbeye yönelenleri (evvâbîn) son derece bağışlayacıdır."

    Ammâr b. Yâsir (r. anhümâ)'den şu hadis rivayet edilmiştir: "Her kim akşam namazından sonra altı rekat namaz kılarsa denizin köpükleri kadar da olsa Allah Teâlâ onun günahlarını mağfiret eder."

    Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: Hz. Peygamber Evvabin namazına devam ettiği kadar Duha namazına devam etmezdi. (Hakim, fil-Mustedrek)

    "Bir kimse Akşam namazından sonra hiç konuşmadan altı rekat namaz kılsa, o namaz (sevap bakımından) on iki senelik ibadete denk olur." (Tirmizi, Mevakit, 204)

    Evvabin namazının vakti: Akşam namazı ile yatsı namazı arasıdır.

  • 5. Abdest Şükür Namazı
  • Abdest veya gusül alındıktan sonra vakit müsaitse, yaşlık kuruyacak kadar bir zaman geçmeden iki rekat namaz kılınması menduptur. Bu, abdest veya gusül nimetine kavuşmanın bir şükür ifadesidir. Çünkü abdest almak Allah'a yaklaştırıcı bir ibadettir, hedefi ise namazdır. Fahr-ı Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: 

    "Her kim şu benim aldığım gibi abdest alır ve aklından bir şey geçirmeyerek iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları af olunur." (Buhari, Vudû, 14)

  • 6. Tahiyyetü'l Mescid Namazı
  • Tahiyye; selam vermek demektir. tahiyyetü'l mescid, mescidi yani camiyi selamlamak demektir. Kuranı kerimde mescitlere "Allah'ın Evleri" denilmiştir. Bir eve giren kimsenin, önce ev sahibini selamlaması kadar tabi bir şey olamaz. Bu halde Allah'ın Evine girenin de Onu selamlaması gerekir. Selamlamanın en mükemmel ve en güzel şekli namazla olur. Camiye giren kimsenin tahiyyetü'l mescid kılmak suretiyle Allah Teala'yı bir nevi selamlamış, ona bağlılığını saygısını ve kulluğunu sunmuş olur. Bir mescide sadece ziyaret için veya öğretmek veya öğrenmek gibi bir maksatla giren kimse orada nafile olarak iki rekat namaz kılar. Dileyen daha fazla kılabilir. Mescide günde birkaç defa bu şekilde girilse, bir defasında böyle namaz kılınması yeterlidir. 

    Tahiyyetü'l mescid namazı, mescide girildiğinde daha oturmadan kılınmalıdır. Faziletli olan da budur. Oturulduktan sonra da kılınır. Bazıları; oturmadan kılınırsa eda, oturduktan sonra kılınırsa kaza olur, demişlerdir. 

    Ebû Katade -radıyallahu anh- 'den rivayet edildiğine göre; Rasulullah -sallallahü aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: "Sizden her kim mescide girerse iki rekat namaz kılmadan oturmasın" (Buhari, Salat, 59)

  • 7. Yolculuk Namazı
  • Sefere çıkan kimseye, abdest alıp iki rekat namaz kılmak menduptur. Fahr-ı Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz sefere çıkarken abdest alır, iki rekat namaz kılar, aynı şekilde de seferden dönüşünde eve uğramadan mescide girip iki rekat namaz kılardı. Ümmetine yolda tembihte bulunarak şöyle buyurmuştur:

    "Bir kimse sefere çıkmayı isterken çoluk çocuğunun yanında kılacağı iki rekat namazdan daha üstün bir şey bırakmış olmaz. -Namaz onun yerine hayru'l Halef olur.-" (Tebarâni)

    Kâ'b bin Mâlik -radıyallahü Anh- diyor ki:

    Hazret-i Peygamber -sallallahü aleyhi ve sellem- seferden dönüşünde (Medine'ye) gündüz kuşluk vakti girer, önce mescide uğrar, orada iki rekat namaz kıldıktan sonra evine giderdi. Bazen de eve gitmeyip mescitte otururdu.

  • 8. Küsûf ve Husuf Namazı
  • Küsûf ve Husuf Namazı

    Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor:

    Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu. Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar. Kıyâmda o kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûya varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûya vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar. Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi. Nihâyet birinci secdeye vardılar. Lakin başlarını secdeden hiç kaldırmayacakları zannediliyordu. Daha sonra doğrulup oturdular. Bu oturuşları da uzun sürdü. Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu: 

    "Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin husûsunda bana söz vermedin mi?! İşte bizler kapına geldik senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"

    Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince güneş bütün parlaklığıyla gözüktü. Arkasından Hz. Peygamber minbere çıkarak ashâbına vecîz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allâh Teâlâ'ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular: 

    "Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4) 

    Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, göneş ve ayı Allâh'ın âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onların tutulmalarını her hangi bir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle olmadığını ashâbına bildirirdi. Ancak gaybı ve kaderi bilmek Allâh'a mahsus olduğundan, her an kıyâmetin vukû bulabileceğini veyâ kendi ecelinin gelmiş olabileceğini düşünerek devâmlı olarak Allâh'a iltca hâlinde bulunmayı isterdi. Hava kararmaya başlayınca, yağmur yağarken, gök gürlerken ve güneş veya ay tutulurken hep bu duygularla hareket eder ve huzûr-ı ilâhîde durarak ümmetinin selâmeti için yalvarırdı. 

    İbn-i Hibban'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- ayın tutukluğu geçinceye kadar, müslümanlara ay tutulması namazı kıldırmıştır. (A. Köksal, XI, 220) 

    Güneş ve ay tutulması namazı sünnettir. İki rek'attır. Güneş açılıncaya kadar duâ ile meşgul olunur. İmam'ın güneş tutulması namazını cemaatla kıldırmasında bir mahzur yoktur. Ay tutulma namazı ise cemaatsız kılınır. Bu namazların mescidde kılınması da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir. (A. Köksal, XI, 221)

  • 9. Şükür Namazı
  • sayısız nimetlere şükretmek bütün insanların yerine getirmesi gereken bir borçtur. Şükür, verilen nimeti artırdığı gibi, şükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin şiddetli bir azâba mâruz kalmasına sebeb olur. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığı zaman Allâh'a şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı. Nitekim İslam'ın azılı düşmanı Ebû Cehil'in başının kesildiği kendisine müjdelendiği zaman iki rek'at şükür namazı kılmıştı (İbn-i Mâce, İkâmetü's-salât, 192)

    Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- de şöyle anlatmaktadır: "Nebiyy-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem-, bir ihtiyacının görüldüğü hususunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı." (İbn-i Mâce, İkâmetü's-salât, 192)

  • 10.Tesbih Namazı
  • Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- Abbâs bin Abdülmuttalib'e dediler ki:

    "Ey Abbâs, ey amcacığım! Sana bir iyilik yapayım mı? Sana bağışta bulunayım mı? Sana ikram edeyim mi? Sana on hasleti nasıl yapacağını bildireyim mi? Eğer sen bunu yaparsan Allâh senin bütün günahlarını; önceki-sonraki, eski-yeni, hatâen yapılan, kasden yapılan, küçük-büyük, gizli-açık yani hepsini affeder. Bu on haslet şunlardır: dört rek'at namaz kılarsın. Her bir rek'atte Fâtiha sûresi ve bir sûre okursun. Birinci rek'atte kıraati tamamlayınca, ayakta olduğun hâlde on beş kere 'sübhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber' dersin. Sonra rükû yapıp orada aynı tesbihi on kere söylersin, rukûdan başını kaldırır on kere daha söylersin. Daha sonra secde yapıp aynı tesbihi on kere söylersin. Secdeden başını kaldırınca da on kere tekrarlarsın. Tekrar secdeye varıp yine on kere aynı tesbihi söylersin. İkinci secdeden başını kaldırınca da on kere söylersin. Böylece bir rekatte bunları yetmiş beş defâ söylemiş olursun.

    Aynı şeyleri dört rek'atte de yaparsın. Dilersen bu namazı her gün bir kere kıl. Her gün yapamazsan haftada bir kere, haftada yapamazsan ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere yap. Yılda bir kere de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir kere yap." (Ebû Dâvud, Tatavvu', 14; Tirmizî, Vitr, 19)

  • 11.İstihâre Namazı
  • İstihare namazı nasıl kılınır?

    Bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığına dair. Manevi bir işarete kavuşmak için kılınan iki rekatlık bir namazdır. Birinci rekatta "Kafirun Suresini" İkinci rekatta "İhlâs Suresini" okumak mustahaptır. Namazdan sonra İstihâre Duası okunur (İstihare duası için bakınız: Delilleriyle İslam İlmihali, Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, s. 350), sonra da abdestli olarak kıbleye yönelip yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülmesi hayır ve iyiliğe; siyah veya kırmızı görülmesi ise şerre işarettir. 

    İstihare Duâsı Şudur;

    "Allâhumme innî estehîruke bi-ilmike ve estakdiruke bikudratike ve es'eluke min fadlike'l-azîm. Feinneke takdiru velâ ekdiru ve ta'lemu vela â'lemu ve ente allâmu'l-ğuyûb. Allâhumme in kunte ta'lemu enne hâzâ'l, emre hayrun lî fî dînî ve meâşî ve âkibeti emrî âcili emrî ve âcilihi fakdirhu lî ve yessirhu lî summe bârik lî fîh. Ve in kunte tâ'lemu enne hâza'l-emre şerrun lî fî dînî ve meâşî ve âkıbeti emri âcili emrî ve acilihî fasrifhu annî vasrifnî anhu va'kir liyelhayra haysu kâne sume ardinî bih. "

    "Allah'ım! Senin ilmine göre hayrını diliyorum, kudretinden güç istiyorum, senin büyük fazlını diliyorum. Zira sen kadirsin, ben kadir değilim, sen bilirsin ben bilmem, sen gizlileri bilirsin. Allah'ım eğer bu iş, benim dinim, geçmişim, sonum, şimdim ve geleceğim hakkında hayırlı ise bunu bana takdir eyle, kolaylaştır. Eğer bu işim benim dinim, geçimim, sonum, şimdim ve geleceğim hakkında şerli ise bunu benden, beni de bundan çevir, hayır nerede ise bana onu nasip eyle, sonra beni onunla hoşnud eyle."

    12.Tevbe Namazı

    uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O'na teveccüh etmek gerekmektedir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

    "Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah'a sığın." (Fussilet (41), 36) 

    Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir. 

    Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl'i çağırdı ve ona:

    -"Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum" diye sordu. Bilâl -radıyallâhu anh- de: 

    - Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek'at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da Allâh'ın üzerimde iki rek'ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-: 

    "İşre bunun sâyesinde" buyurdular. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)

    13.Hâcet Namazı

    Hacet namazı nasıl kılınır?


    Her ihtiyâcını Allâh'a arzeden ve her fırsatta O'nu zikredip yücelten Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek'at namaz kılmalarını tavsiye etmiştir: 

    "Kimin Allâh'a veya her hangi bir insana ihtiyâcı hâsıl olursa önce abdest alsın, abdestini de güzelce alsın, iki rek'at namaz kılsın, sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunsun, Rasûlullâh -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-'a salât okusun, daha sonra da şu duâyı yapsın:

    'Halîm ve kerim olan Allâh'tan başka ilâh yoktur. Arş-ı A'zam'ın rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi'ne hamd olsun. Allâhım! Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbâbı taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyorum. Her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günâhımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Rızâna uygun olan her türlü dileğimi yerine getir! Hangi amelden râzı isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!' bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir." (İbn-i Mâce, İkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17) 

    Allâh Rasûlü'nün hâcet namazı tavsiyesine sıkıca sarılan ashâbı, herhangi bir ihtiyaçları olduğunda Allâh'a ilticâ eder ve murâdlarına nâil olurlardı. Bir yaz günü bahçıvanı Enes -radıyallâhu anh-'e gelerek yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı. Hz. Enes su getirterek abdest alıp namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına: 

    - Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sordu. Bahçıvan:

    - Göremiyorum, dedi. Enes -radıyallâhu anh- tekrar içeri girip namaz kıldı. Üçüncü yahut dördüncü kez bahçıvanına: 

    - Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sorunca adam: 

    - Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum, dedi. Bunun üzerine Enes -radıyallâhu anh- namazını ve duâsını sürdürdü. Az sonra adam yanına girdi ve: 

    - Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağdı, dedi. Hz. Enes: 

    - Haydi Bişr bin Şegaf'ın gönderdiği ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığını araştır, dedi. 

    Bahçivan ata binip etrâfı dolaştığında yağmurun Müseyyerîn köşkleriyle Gadbân sarayından öteye geçmediğini gördü ki Enes -radıyallâhu anh-'ın bahçesi de bu sınırlar dâhilindeydi. (İbn-i Sa'd, et-Tabakâtü'l-kübrâ, VII, 21-22) 

    Ashâb-ı kirâm'ın hâcet namazı ile Allâh'a yönelip yalvarmalarına bir başka misâli de Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- şöyle anlatır: 

    Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem-'in ashâbından Ebû Mı'lâk adında biri vardı. Bu zat başkaları ile ortaklık kurarak ticaret yapardı. Dürüst ve takvâ sâhibi biri idi. Bir defasında yine yola çıkmıştı. 

    Karşısına çıkan silahlı bir hırsız:

    - Neyin varsa çıkar seni öldüreceğim, dedi. Ebu Mı'lâk:

    - Maksadın mal almaksa al, dedi. Hırsız:

    - Ben sâdece senin canını istiyorum, dedi. Ebu Mı'lâk:

    - Öyleyse bana müsaade et de namaz kılayım dedi. Hırsız: 

    - İstediğin kadar namaz kıl, dedi. Ebu Mı'lâk namaz kıldıktan sonra üç defa şöyle duâ etti: 

    - Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arşın sâhibi, ey dilediğini yapan Allâhım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nûrun için beni şu hırsızın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdâda koşan Allâhım! Yetiş imdâdıma. 

    Ebu Mı'lâk duasını bitirir bitirmez, elindeki kargıyı kulakları hizâsında tutan bir süvârî peydâ oldu! Süvâri mızrağı hırsıza saplayıp onu öldürdü. Sonra da tâcire döndü. Tacir:

    - Kimsin sen? Kimsin sen? Allâh seni vasıta kılarak bana yardım etti, diye sorunca süvari: 

    - Ben dördüncü kat semâ ehlindenim. İlk duânı yapınca semânın kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa duâ edince gök ehlinin gürültüsünü işittim. Üçüncü defa dua edince, zorda kalan biri dua ediyor, denildi. Bunu duyunca Allâh'tan, onu öldürmeye beni memur etmesini istedim. Allâh Teâlâ da kabul etti ve geldim. Şunu bil ki, abdest alıp dört rek'at namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir, dedi. (İbn-i Hacer, el-İsabe, IV, 182)

    ---

    İmam-ı Şafii buyuruyorki.

    “Öyle bir hacet namazı varki,diğerlerinden bin kat daha tesirli ve faziletlidir.Onu bana Hızır(a.s) öğretmiştir.

    iki rekatlık namazın ilk rekatında fatiha’dan sonra (10) defa Kafirun Suresi okunur,ikinci rekatında da Fatiha’dan sonra (11) defa İhlas Suresi okunur.Selamdan sonra secdeye gidilir.Secde esnasında Hazreti Resul(s.a.v)’e (11)defa salat-ü selam getirilir.(10) defa da “Sübhanellahi vel hamdü ve la ilahe illallahü vallaü ekber,ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azıym.” denir.hemen ardından (10) defa “Rabbena atina fid dünya haseneten ve fil ahirati haseneten ve kına azaben nar.” diye dua edilir. ve ne murat ediyorsan Allahdan niyaz edilir.

    14.Zelzele Namazı

    Medine'de zelzele olmuştu. Kalbi her an Allâh ile berâber olan Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-: 

    "Rabbiniz sizi, hoşnut olacağı duruma döndürmek istiyor. Öyle olunca siz de onun hoşnutluğunu dileyiniz!" buyurdu.

    İbn-i Abbas -radıyallâhu anh-'ın zelzele dolayısıyla altı rükû ve dört secde ile namaz kıldırdığı, rivâyet edilmektedir. (A. Köksal, XI, 222; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, II, 472)

    15. Kabri Nur Namazi

     
    Meşayıhten gelen rivayetlerde, "Kabir namazı" yatmadan önce abdest alınarak, iki rekât olarak özellikle oturarak kılınan namazdır.
     
    Bu namaz özellikle oturarak kılınır sünnet olan odur.
     
    Efendimiz (S.A.V.) vitir namazından sonra yatmadan önce iki rekat oturarak kabir namazı kılardı.
     
    Peybamberimiz yatmadan önce yatağının kenarında kılardı tabi o zaman yatak sert olduğu için secde oluyordu şimdiki yataklar yaylı yumaşak olduğu için olmaz. 
     
    Halk arasında Kabir Namazı olarak bilinir. bazı kesimler kabir namazı yok gibisinden tartışmalara giriyor. kabir namazı vardır. ama ismi kabir namazı diye geçmiyebilir. hadislerde oturarak kılınan iki rekat nafile sünnet namazı diye geçer.
     
    KABİR NAMAZI KILINIŞ ŞEKLİ
     
    Kılınışı iki rekâtlı sünnet namazları gibidir. Birinci rekâtta Fatihadan sonra "Zilzal" süresi okunur. İkinci rekâtta ise fatihadan sonra "Tekasür" suresi okunur. 
     
    Kabir namazı ile ilgili hadis-i şerif
    "Resulullah yatağa girmeden önce, iki rekât namaz kılardı. Bu namazda "Zilzal" ve "Tekasür" surelerini okurdu." (müslim)
     
    Yukarıdaki hadisi  Ruhu'l Furkan'da geçiyor cübbeli ahmet hocanın da bununla ilgili videosunda vitir namazından sonra oturarak kılınan namazın müslimde geçtiğini de bildiriyor.  
     
    Rabbim sevabını Allah'dan bekliyerek hakkıyla kılmayı nasip etsin inş.
     
    Her şey niyete bağlıdır niyetimiz iyi olursa Rabbim onun sevabından mahrum etmez inş.
     
    Bir diğer konu bu tür mutlak nafile namazlarda illa da kabir namazı, evvabin namazı kılmaya gibisinden isimle niyet şart değil o vakit de  mutak nafile Allah rızası için ne kılınıyorsa odur zaten

    16. Zuhru Ahir  Namazı

    1- Zuhr-i âhir namazı, Cuma namazının ardından ihtiyâten kılınan, o günün öğle namazının farzı demektir. Cuma namazını, birden fazla câmii bulunan yerleşim birimlerindeki ihtiyaç fazlası câmide kılmak câiz değildir. Müslüman’lardan bir kısmının, Cumayı böyle sıhhat şartları tam oluşmayan câmilerde kılma durumunda bulunmaları ihtimâli, âlimleri zuhr-i âhir namazının ihtiyâten kılınması gerektiği hükmünde birleştirmiştir.

    Günümüzde artan Müslüman nüfusa oranla mevcut câmilerin ihtiyaç fazlası olmadığı düşünüldüğünde, bilhassa büyük yerleşim birimlerinde merkezî câmilerde kılınan Cuma namazlarının sıhhatlerinden şüphe etmemize–-İnşâallah—mahal bulunmamaktadır. Böyle câmilerde zuhr-i âhir namazı, “vaktine yetiştiğim halde zimmeti üzerimden düşmeyen son öğle namazı” niyetiyle kılınırsa, kazâ namazı yerine geçer.

    Fakat; gerek Mescid-i Haram’da, gerekse Mescid-i Nebevî’de, Cuma namazının sıhhat şartları-–Allah’ın izniyle—kâmilen mevcuttur. Buralarda zuhr-i âhir namazını kılmayı gerektirecek biçimde, Cuma namazının sıhhat şartlarında olumsuz bir sebep bulunmadığından, zuhr-i âhir namazının terk edilmesinde mahzur yoktur.

    2- Ezan okunduktan sonra cemaat namazını kılar; geç kalanları beklemez. Geç kalanlar, yetiştikleri yerde cemaate uyarlar, namazlarını bilâhare tamamlarlar. Fakat cemaatte eğer “bekleme” hususunda görüş ve gönül birliği sağlanmışsa, kısa bir süre beklenerek geç kalanların yetişmelerini sağlamakta bir sakınca yoktur.

  • 1.12.14

    Zikir, Dua, Tevbe Ve İstiğfar İle İlgili Hadisler

    Zikir, Dua, Tevbe Ve İstiğfar İle İlgili Hadisler


    Ebu Hureyre'nin (r.a) haber verdiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu gönlümde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Kulum bana bir karşı yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. o bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım."


    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4832

    Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:
    Hz. Peygamber (a.s.): "Allah'ın kendine has doksan dokuz ismi vardır. Her kim bunları ezberlerse Cennete girer. şüphesiz Allah tektir, teki sever" buyurmuştur.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4835

    Enes b. Malik (r.a.)
    Allah Resulü (a.s.) ?öyle buyurdu: "Sizden biriniz dua etti?i zaman azimli ve kararl? olsun. Ve sak?n: Allah?m, dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah'? zorlayacak (hiç bir kuvvet) yoktur" demi?tir.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4837

    Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Biriniz dua ettiği zaman sakın: Allahım, dilersen beni affet demesin. Kesin, kararlı ve azimli istesin, rağbeti büyültsün. Çünkü Allah'a, vereceği hiçbir şey büyük gelmez."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4838

    Enes b. Malik (r.a.)
    Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Sizden biriniz başına gelen herhangi bir zarardan dolayı sakın ölümü temenni etmesin. Mutlaka isteyecekse: Allahım, yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat. Benim için ölmek hayırlı ise beni öldür! desin."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4840

    Habbab (r.a.) rivayetinde Kays b. Ebu Hazım şöyle dedi:
    Habbab'ın (r.a.) yanına hasta ziyareti için girmiştik. Karnna yedi dağlama yapılmıştı. Habbab hastalığının iddetli ızdırabınıfade ederek: Eğer Allah Resulü bizim ölümü istememizi yasaklamış olmasaydı muhakkak ölümü isterdim, dedi.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4842

    Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizden hiç biriniz ölümü temenni etmesin ve ölüm kendisine gelmeden evvel ölümü dilemesin. Çünkü biriniz öldüğü zaman ameli kesilir. Ve muhakkak ki ömür, Müminin ancak hayrını artırır."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4843

    Ubade b. Samit'ten rivayet edildiğine göre:
    Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmu?tur: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmayı istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4844

    Hz. Aişe (r.ah.)
    Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmay hoş görmez," buyurdu. Ben: Ey Allah'?n Peygamberi, bu, ölümden hoşlanmamak mıdırı Öyle ise bizler hepimiz ölümden hoşlanmayız dedim. Bunun üzerine Allah Resulü: "Öyle değil, lâkin Mümin Allah'ın rahmeti ile, rızası ile ve Cenneti ile müjdelendi?i zaman, Allah'a kavuşmay? sever, Allah da o mümin kula kavu?may? sever. Kâfir olan ise Allah'ın azabı ile, hoşnutsuzluğu ile müjdelendiği zaman Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4845

    Ebu Musa (r.a.)
    Hz. Peygamber'in (a.s.): "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurduğunu bildirmiştir.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4848

    Enes'in (r.a.) bildirdiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.) müslümanlardan zayıflıktan kuş yavrusu kadar kalmış hasta bir kimseyi ziyaret etti. Allah Resulü ona: "Sen Allah'a herhangi bir şeyle dua ediyor, yahut sadece Allah'tan bir şey istiyor muydun" dedi. Evet, ben: Allahım! Bana Ahirette bir ceza verecek isen o cezayı bana dünyada ver diye dua ediyordum dedi. Bunun üzerine Allah Resulü: "Sübhanallah! Ona takat getiremezsin (yahut senin buna gücün yetmez) sen: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, Ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!diye dua etsen ya" buyurdu. Müteâkiben o hasta için Allah'a dua etti, Allah da şifasını verdi.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4853

    Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayetinde Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu:
    "Allah Teala'nın yeryüzünde seyahat eden bir takım fazla melekleri vardır. Bunlar zikir meclislerini araştırırlar. içinde Allah'ın zikredildiği bir meclis bulduklar?nda onlarla beraber otururlar ve birbirlerini kanatlari ile kuşatırlar. Ta ki onlarla sema araındaki mesafeyi doldururlar. Cemaat dağıldığında, yükselip semaya çıktıkları zaman Aziz ve Celil olan Allah onları pek iyi bildiği halde meleklere: "Sizler nereden geldiniz?" diye sorar. Melekler: Biz yeryüzünde senin bir takım kullarının yanından geldik ki onlar seni tesbih ediyorlar, seni tekbir ediyorlar, tehlilde bulunuyorlar, sana hamd ediyorlar ve senden istiyorlar derler. Allah: Benden ne istiyorlar? buyurur. Melekler: Senden Cennetini istiyorlar derler. Allah: Onlar benim Cennetimi görmüşler mi? buyurur. Melekler: Hayır, Rabbimiz! Eğer onlar Cennetimi görmüş olsalardı nasıl olurdu? buyurur. Melekler: Senden eman dilerler, derler. Benden niçin eman diliyorlar? diye sorar. Senin Cehenneminden Ya Rabbi! diye cevap verirler. Onlar benim Cehennemimi görmüşler mi? der. Hayır, cevabını verirler. Acaba Cehennemimi görmü? olsalar ne yaparlar? der. Senin ma?firetini talep etmektedir derler. Bunun üzerine Allah: Ben onlara mağfiret eyledim. Onlara bütün istediklerini ihsan ettim ve eman istedikleri ?eyden de kendilerine eman verdim buyurur. Melekler: Ya Rabbi! O zikredenlerin içinde günaho çok olan filan kimse de vardo. Sadece oradan geçiyordu da onlarla beraber oturuvermiştir derler. Allah: Ben onu da mağfiret ettim. O cemaat öyle kemal sahibi kimselerdir ki onlarla beraber oturan kimseler ?aki olamaz! buyurur."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4854

    Ebu Hureyre'den rivayet edildi?ine göre:
    Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim günde yüz kere Bir ve ortaksız olarak Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur, o herşeye kadirdir! derse bu dua o kimse için on köle azat etme sevabına denk olur. Ve kendisine yüz hasene yazılır, yüz günah da silinir. O gün akşamlayana kadar şeytandan korunmu? olur. Ve hiç bir kimse onun yaptığından daha faziletli bir iş yapamaz. Meğer ki ondan daha çok okuyan bir kimse olsun. Ve her kim günde yüz kere: Subhanallah ve bi-hamdihi (Allah'ı, ona hamd ederek tesbih ederim) derse o kimsenin günahları deniz köpüğü kadar bile çok olsa dökülür."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4857

    Ebu Eyyûb Ensari (r.a.)
    Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Her kim on kere "Tek ve ortaksız olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur. O, her şeye kadirdir!" derse ismail Peygamber'in neslinden dört kişi azat etmiş gibi olur.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4859

    Ebu Hureyre (r.a.)
    Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu, demiştir: "Dile hafif, mizanda aşır, Allah'a sevgili olan iki kelime (iki cümlecik) vardır. Bunlar: Subhanallahi ve bi-hamdihi, subhanallahi'l-azim (Allah'ı, ona hamd ederek tesbih ederim, büyük Allah'ı tesbih, ederim)'dir."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4860

    Ebu Musa (r.a.) şöyle dedi:
    Biz bir seferde Peygamber'in maiyetinde bulunduk. insanlar tekbir getirirken seslerini yükseltmeğe başladılar. Bunun üzerine Peygamber (a.s.): "Ey insanlar, kendinize acıyınız! Çünkü siz ne sağıra dua ediyorsunuz, ne de gaibe. Muhakkak ki siz, en iyi işiten ve size çok yakın olana dua ediyorsunuz. Ve O her zaman sizinle beraberdir" buyurdu. Ebu Musa dedi ki: Bu sırada ben Peygamber'in arkasında idim ve: Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur! sözlerini söylüyordum. Allah Resulü: "Ey Abdullah b. Kays! Ben sana Cennet hazinelerinden bir hazineyi göstereyim mi?" buyurdu. Ben de: Evet, Ya Resulüllah! dedim. Resulüllah: "La havle ve la kuvvete illa bi'llah de" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4873

    Ebu Bekr (r.a.)
    Bir defa Allah Resulü'ne: Bana bir dua öğret de namaz?mda okuyayım demiş. Allah Resulü (a.s.) da: "şüphesiz ben kendime büyük (Kuteybe: çok) zulmettim. Günahları mağfiret edecek de ancak sensin. Öyle ise makamından bana mağfiret ve bana merhamet eyle. şüphesiz ki gafur ve Rahim sensin! de" cevabını vermiştir.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4876

    Enes b. Malik (r.a.)
    Allah Resulü (a.s.): "Allahım! Ben acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, bunaklık derecesine varan ihtiyarlıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnelerinden de sana sığınırım!" buyururdu, demiştir.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4878

    Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
    Hz. Peygamber (a.s.), kötü hükümden, bedbahtlık erişmesinden, düşmanların gülmesinden ve belanın çetinliğinden Allah'a sığınırdı.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4880

    Bera b. Azib'in (r.a.) bildirdiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Yatağına vardığın zaman evvela namaz abdesti gibi bir abdest al. Sonra sağ tarafına yat. Sonra da: Allahım! Kendimi sana teslim ettim. ışimi sana ısmarladım. Arkamı sana dayadım. Çünkü ümidim de sendedir, korkum da sendendir. Senden sığınacak ve Senden kurtulacak yer varsa yine sensin. ındirdiğin Kitabına ve gönderdiğin Peygamber'ine iman ettim, de. Bunlar son sözün olsun. şayet o gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun." Bera: Bu sözleri iyice ezberlemek için onları Peygamber'in huzurunda tekrar ettim de: "Gönderdiğin Resulüne iman ettim" dedim. Allah Resulü (duadaki resul ve nebi kelimelerinin değiştirilerek söylenmesine razı olmayıp): "Gönderdiğin Peygamberine iman de" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4884

    Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.) ?öyle buyurmu?tur: "Biriniz yatağına girdiıi zaman izarının kenarıyla yatağını tutup silksin ve besmele çeksin. Çünkü kendisinden sonra (yani dünden beri) yata??nda ne kaldığını bilemez. Yatmak istediği zaman, sağ yanı üzerine yatsın da şöyle dua etsin: Allahım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih eylerim. Ya Rabbim! Ancak seninle yan tarafımı yatağıma koydum. Ve onu ancak seninle kaldırırım. Eğer canımı alacaksan sen ona mağfiret eyle. Ve eğer bırakacak isen, sen onu, salih kullarını muhafaza ettiğin himayenle muhafaza eyle!"
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4889

    ıbn Abbas'tan (r.a.) nakledildiğine göre:
    Resulüllah (a.s.) şöyle der idi: "Allahım! Kendimi yalnız sana verdim, yalnız sana iman ettim. Yalnız sana güvendim. Yaln?z sana yöneldim. Ancak senin uğrunda düşmanla mücadele ettim. Allahım! Beni dalalete düşürmenden senin izzetine sığınırım. Senden başka hiçbir mabud yoktur. Sen hiç ölmeyecek olan ebedi dirisin. Halbuki cinler ve insanlar öleceklerdir."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4894

    Ebu Musa'nın (r.a.) anlattığına göre:
    Hz. Peygamber (a.s.) şöyle dua ederdi: "Allahım! Günahımı, bilgisizliğimi, her işimde israfımı ve benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı mağfiret eyle. Allahım! Ciddi hâlimi, şakamı, hatamı ve bilerek işlediğimi affeyle. Bunların hepsi bende vardır. Allahım! evvelden yaptığım, sonradan yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı mağfiret eyle. Öne geçiren ancak sensin. Geriye b?rakan da sensin ve sen her şeye kadirsin."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4896

    Ebu Hureyre'nin (r.a.) ifade etti?ine göre:
    Allah Resulü (a.s.) her zaman ?öyle der idi: "Bir Allah'tan ba?ka hiçbir ilah yoktur. Allah, ordusunu aziz k?ld?, kuluna da yard?m etti. Tek ba??na da kavimlere galebe çald?. Allah'tan ba?ka hiç bir ?ey yoktur."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4903

    Ali'nin (r.a.) anlatt???na göre:
    Fat?ma, de?irmen ta?? çevirmekten dolay? elinde meydana gelen rahats?zl?ktan ?ikâyet etmi?ti. O s?rada Peygamber'e de bir çok esirler gelmi?ti. Fat?ma gittiyse de babas?n? bulamad?. Ai?e'ye rastlad? ve derdini ona haber verdi. Peygamber (a.s.) geldi?inde Ai?e, Fat?ma'n?n geldi?ini ona haber verdi. (Ali dedi ki Bunun üzerine Peygamber bize geldi. Biz de yataklar?m?za girmi?tik. Hemen kalkmaya davrand?k. Peygamber: "Yerlerinizde durun!" buyurdu ve ikimizin aras?na oturdu. Hatta ben gö?sümün üzerine aya??n?n so?uklu?unu hissettim. Sonra Allah Resulü: "?yi dinleyiniz! Ben size, benden istedi?inizden daha hay?rl? olan bir ?ey ö?reteyim mi? Siz yata??n?za girdi?iniz zaman otuz dört defa "Allah'ü ekber" dersiniz. Otuz üç defa "sübhanallah" dersiniz. Otuz üç defa da "elhamdülillah" dersiniz. Bunlar? söylemeniz sizin için bir hizmetçiden daha hay?rl?d?r" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4906

    Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildi?ine göre:
    Hz. Peygamber (a.s.) ?öyle buyurmu?tur: "Sizler horozun ötmesini i?itti?iniz zaman Allah'?n fazl?ndan isteyiniz. Çünkü o melek görmü?tür. Merkebin an?rmas?n? i?itti?inizde de ?eytandan Allah'a s???n?n?z. Çünkü o ?eytan görmü?tür."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4908

    ?bn Abbas'?n (r.a.) anlatt???na göre:
    Allah'?n Peygamber'i (a.s.) s?k?nt? esnas?nda ?öyle buyururdu: "Azamet ve vakar sahibi Allah'tan ba?ka ilah yoktur. Büyük Ar?'?n sahibi Allah'tan ba?ka ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve k?ymetli Ar?'?n Rabbi Allah'tan ba?ka mabud yoktur."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4909

    Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildi?ine göre:
    Allah Resulü (a.s.): "Biriniz acele ederek: Ben dua ettim fakat kabul olunmad? demedikçe duas? kabul edilir" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4916

    Usame b. Zeyd'ten (r.a.) nakledildi?ine göre:
    Allah Resulü (a.s.): "Cennet kap?s?n?n önünde durdum. Bir de gördüm ki Cennete girenlerin ço?u fakirlerdir. Mevki sahipleri ise hapsolunmu?lard?r. Yaln?z Cehennemlikler müstesna. Onlar?n Cehenneme konulmalar? daha önce emrolunmu?tu. Cehennem kap?s? önünde de durdum. Bir de bakt?m ki Cehenneme girenlerin ço?u kad?nlard?r" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4919

    Imran b. Husayn (r.a.)
    Allah Resulü'nün (a.s.): "Cennet sakinlerinin en az? kad?nlard?r" buyurdu?unu rivayet etmi?tir.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4921

    Usame b. Zeyd (r.a.) ?öyle dedi:
    Allah Resulü: "Benden sonra erkeklere, kad?nlardan daha zararl? bir fitne ve imtihan sebebi b?rakmad?m" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: 4923

    ?bn Ömer'den (r.ahm.) nakledildi?ine göre:
    Allah Resulü (a.s.) ?öyle buyurmu?tur: "Bir zamanlar üç ki?i yolda giderlerken ya?mura tutulmu?lar. Bunlar hemen da?daki bir ma?araya s???nm??lar. Derken ma?aran?n a?z?, da?dan kopup dü?en büyük bir kaya ile kapanm??. Bunun üzerine birbirlerine: Bak?n, hayat?n?zda s?rf Allah için i?ledi?iniz bir tak?m iyi ameller varsa onlar vas?tas?yla Allah'a dua ediniz. Belki Allah bu kayay? açar! dediler. Bunlardan birisi: Allah?m! Bilirsin ki benim, ya?l? ihtiyar anamla babam, bir kar?m ve bir kaç küçük çocu?um vard?. Ben her gün onlar için koyunlar? otlat?rd?m. Koyunlar? onlar?n yan?na sürüp getirdi?im zaman sütlerini sa?ar, evvela ana babamdan ba?layarak çocuklar?mdan önce onlara süt içirirdim. ?u var ki bir gün a?açl?k beni uza?a götürmü?tü de ak?ama kadar gelememi?tim. Geldi?imde de anam ile babam? uyumu? halde bulmu?tum. Her gün sa?makta oldu?um gibi sütleri sa?d?m ve süt bakrac?n? getirdim. Ba? uçlar?nda durdum. Onlar? uykular?ndan uyand?rmaya k?yam?yor, anam ve babamdan önce çocuklara içirmeyi de istemiyordum. Halbuki çocuklar aya??m?n dibinde a?la??yorlard?. Ta fecr do?uncaya kadar benim ve çocuklar?n hâli devam etmi?ti. Hiç ?üphe yok sen pek iyi bilmektesin ki ben ana babama yapt???m bu derin hizmeti yaln?z senin r?zan için yapm??t?m. ?u kayay? bir parça arala da oradan gök yüzünü görelim! diye dua etti. Bunun üzerine Allah kayay? aralad? ve o delikten gökyüzünü gördüler. Onlardan bir di?eri: Allah?m! ?u muhakkak ki benim amcam?n bir k?z? vard?. Ben onu, erkeklerin kad?nlar? sevmekte olduklar? sevginin en ?iddetlisi ile sevmi?tim. Ben kendisiyle evlenmek istedim. O, ben kendisine yüz dinar getirmedikçe kabul etmedi. Ben bu paray? kazanmak için yoruldum. Nihayet yüz dinar? toplay?p amcam?n k?z?na getirdim. Bacaklar?n?n önüne oturdu?um zaman k?z bana: Ey Allah'?n kulu! Allah'tan kork. Mührü haks?z yere açma! dedi. Bunun üzerine ben de kalkt?m. Sen pek iyi bilmektesin ki bu i?i s?rf senin r?zan için yapmad???m? biliyorsun. Bu kayadan bir delik aç dedi. Bunun üzerine Allah onlar için biraz daha açt?. Öteki de: -Allah?m! Ben bir ölçek pirinç mukabilinde bir i?çi tutmu?tum. ??çi i?ini bitirdi?i zaman: Bana hakk?m? ver dedi. Ben de ona ölçe?ini verdim. Fakat o adam bunu istemedi, b?rak?p gitti. Ben onu ekmeye devam ettim. Nihayet ondan çobanlar?yla birlikte bir sürü s???r elde ettim. Bir müddet sonra o i?çi geldi ve: Allah'tan kork, benim hakk?ma zulmetme dedi. Ben: ?u s???rlar?n ve çobanlar?n yan?na git ve onlar? al, dedim. Bunun üzerine i?çi: Allah'tan kork, benimle alay etme dedi. Ben: Hay?r seninle alay etmiyorum. ?u s???rlar? ve çobanlar?n? al, dedim. Bunun üzerine al?p götürdü. ?üphesiz sen biliyorsun ki ben bunu senin r?zan? talep için yapt?m. Bizim için deli?in kalan?n? da aç diye dua etti. Allah onlar için ma?aran?n kalan deli?ini de açt?."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numaras?: